Ankara Viskisi

Dr. Burkay Adalığ

/ Ağustos 28, 2025

İçilen ilk viskinin yeri ayrı. 90’lı yıllar; arada bir babama hediye olarak VAT 69, Johnnie Walker Red Label ve J&B gibi harman viskiler geliyor, asla ve asla “Dallas” dizisindeki gibi değil ama evde ufak bir barımız var ve kristal bardaklarımız önünde hazır duruyor. O yıllarda tek malt nedir, harman viski nasıl yapılır, viskilerin tatları farklı mı hiçbir fikrim yok. Zaten 90’larda tek malt viskiler Türkiye’ye girene kadar pazarda çok büyük bir harman viski hâkimiyeti var. Evdeki bu “lüks” viskileri hemen bitirmemek için gündelik tüketim amacıyla Ankara Viskisi aldığımızı hatırlıyorum; babam üç dört buz koyarak içiyor ama daha o yaşta sulanmış, buz konmuş viski tadı hoşuma gitmiyor ve okuduğum iki üç kaynakta da “Su konmaz,” diyor, bu nedenle sek içiyorum ve bu harika viskiyle hayatımdan çok memnunum.

Evet, üstteki paragrafta yanlış okumadınız. 30 yıl önce, benim viski içmeye başladığım üniversite yıllarında raflarda bir de Türkçe etiketli şişe vardı: Ankara Viskisi.

ANKARA VİSKİSİ

TEKEL’in çok özel bir çalışma sonucunda üretmeye başladığı Ankara Viskisi, 2000’li yıllarda piyasadan çekilene kadar Türkiye’de üretilen ilk ve tek viski olarak rafları ve mütevazı ev barlarımızı süsledi. Ankara Viskisi 1960’larda yurtdışına bağımlılığı azaltmak, para çıkışını durdurmak ve yerli malını desteklemek için üretilmiş bir içki ve tadı nasıl olursa olsun bence Türkiye alkollü içki kültürü açısından bir kilometre taşı. 2004’de TEKEL’in özelleşerek Mey İçki haline gelmesi, 2011 yılında da dünya alkol devi Diageo’nun Mey İçki’yi 2,1 milyar dolar fiyatla satın alması, maalesef Ankara Viskisi’nin sonu anlamına geliyor.

Ankara Viskisi ile ilgili elimizdeki en büyük kaynak, Dr. Turgut Yazıcıoğlu’nun artık sadece sahaflarda bulunan, Ankara Bira Fabrikasında Yapılan Viski İmal Denemeleri adlı kitabı. Kitapta Yazıcıoğlu konuyu şöyle aktarıyor:

“II. Dünya Savaşı’ndan sonra [viski tüketiminin] memleketimizde de arttığını gören hükümetimiz, dövizden tasarruf sağlamak amacıyla viskinin yurtiçinde yapılmasına, gereken denemelerin müdürlüğünce hemen başlatılmasına karar verdi. Böylece Ankara Bira Fabrikası’ndaki viski yapım denemelerine 1957 yılı Ocak ayında ve benim nezaretim altında başlandı. İki yıl kadar süren bu deneme yapımından sonra elde olunan deneme viskileri dinlendirerek ulaştırıldı, eskilerle mukayeseli çeşni muayenelerine tabi tutuldu. Bu muayeneler sonunda elde edilmiş olan deneme, viskilerimizin en az yabancı emsallerinin ayarında olduğunu, Ankara’daki viski denemelerimizin başarıyla sonuçlandığını gösterdi. 64 yılından itibaren daha geniş çapta yapıma geçilmesine ve elde mevcut deneme viskilerinin Ankara Viskisi adı altında piyasaya sunulmasına karar verildi.”

Türkiye’de viski tarihinden bahsederken mutlaka Kerim Yanık’ın anılarına da değinmemiz gerekiyor. 1967 yılında Ankara Atatürk Orman Çiftliği’nde bulunan Tekel Bira Fabrikası’nda işçi olarak çalışmaya başlayan Kerim Yanık, daha sonra pek çok farklı görevde Tekel’e hizmet vermiş, Mecidiyeköy Likör Fabrikası’nı yönetmiş ve biradan şaraba, viskiden liköre uzun yıllar ülkemize büyük hizmetler vermiş bir kişi. Kerim Yanık, Tekel’in Nesi Kaldı, Damaklarda Tadı Kaldı kitabında, Ankara Viskisi üretimine başlanması fikrinin ithal viskilerin ülkemizde her geçen gün artarak tüketilmesi nedeniyle ortaya atıldığını söylüyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle kurulan bira fabrikasında 1957 yılında başlayan viski üretim denemeleri, 1964 yılına kadar devam etmiş. Ankara Bira Fabrikası’nda projenin başına Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nden Prof. Dr. Turgut Yazıcıoğlu getirilmiş, yedi yıllık viski üretim çalışmalarının sonunda 1964’te Ankara Viskisi’ni piyasaya sürme kararı verilmiş. Aynı dönemde Gaziantepli deneyimli bakır ustaları tarafından bir adet viski imbiği yapımına da başlandığını öğreniyoruz. Kerim Yanık anılarında Ankara Viskisi’nin hazin sonuna da değiniyor.

“Yoğun ısrar ve zorlamaların sonucunda 1998 yılında programa alınıp 2002 yılında tamamlanan Viski Modernizasyonu ve Kapasite Artışı Projesi ile Ankara Viskisi için nihayet ciddi bir adım atılmıştı. Bu projeyle kesintisiz viski suması (viski alkolü) üretimi, viski olgunlaştırma ve eskitme çalışmaları ilk meyvesini 2002 yılı içinde vermişti. Yıllık viski üretimi kapasitesi 500 bin  litreyeçıkartılmış, olgunlaştırma ve eskitme için Fransa’dan her biri beş yüz litrelik 1000 adet viski fıçısı ithal edilmişti. Ankara Viskisi üretimine ve iyileştirmelerine yönelik yapılan bunca çalışma bugün hangi noktada derseniz, cevabı kocaman bir “hiç”tir. 2004 yılında yapılan özelleştirmeyle modernize edilen ve kapasitesi hiç küçümsenmeyecek seviyeye çıkartılan viski tesisi de diğer 17 içki fabrikasıyla birlikte Mey Alkollü İçkiler San. ve Tic. Anonim Şirketi bünyesine katıldı. Bu özelleştirmeyle birlikte Ankara Viskisi’nin yeni sahibi olan Mey’den doğal olarak viski üretimini daha yukarı çıkartacağı bekleniyordu. Ancak söz konusu şirket viski üretimine kısa süre içinde son verdi. Büyük çabalar ve harcamalar sonunda kurulan bu yeni tesis, daha hiç kullanılmamış yeni fıçılarıyla birlikte satışa çıkarıldı. Sonuçta bin adet yeni fıçı Fransa’daki bir viski firmasına, imbik ve tamamlayıcı ekipmanlar da ABD’deki başka bir viski firmasına satılıverdi.”

Pirinçten üretilmiş bir alkol viski midir?

Ankara Viskisi fermantasyon, iki kez distilasyon gibi üretim yöntemleri açısından değerlendirildiğinde İskoçya viskilerine oldukça benziyor. Ancak Ankara Viskisi “viski” midir, hâlâ tartışma konusu; şu anda dünyadaki tüm viski yasaları ve Türk Gıda Kodeksi’nde “pirinç dışı tahıllardan yapılan alkol” ibaresi bulunuyor. Ancak elimizdeki tüm metinlerden Ankara Viskisi üretiminde %15 oranında pirinç de kullanıldığını anlıyoruz. Pirinç ve arpa maltı mayşeleri maya katılarak fermantasyona uğruyor, %5-6 alkollü bir “ham bira” elde edildikten sonra iki kez imbikten geçiriliyor. İlk damıtımda %30-35 ikinci damıtımda %72-75 alkol oranına sahip bir alkol elde ediliyor (elde edilen bu ikinci distilat “viski suması” olarak geçiyor). Damıtık su kullanılarak alkol oranı %55’e düşürülen bu alkol, içleri yakılıp kömürleştirilen fıçılarda olgunlaşmaya bırakılıyor. Günümüzde viski üretiminde en önemli konu tutarlılık. Sürekli aynı tadı yakalayabilmek büyük bir ustalık ve titizlik gerektiriyor. Kullanılan tahıl ve mayşenin hep aynı karakterde olması, fermantasyon ve damıtım koşullarının sürekli kontrol edilmesi, fıçıların sürekli kontrol edilerek alkolün uzun süre olgunlaştırılması, viskinin kalitesini belirleyen en önemli unsurlar. Ankara viskisinin sınırlı miktarda üretilmesi, tüm Türkiye’ye ulaştırma çabasıyla yeterince olgunlaştırılmadan tüketiciye ulaşması Ankara Viskisi ile ilgili eleştirilerin başında geliyor. Nitekim yukarıdaki fotoğraftaki koleksiyonumda gördüğünüz gibi pek çok Ankara Viskisi şişesi farklı renklerde ve lezzetlerde olduğu için Ankara Viskisi’ne tadım notu yazmak ve puanlamak da çok kolay değil. Çünkü her şişede farklı aromalarla karşılaşmak mümkün.

ANKARA VİSKİSİ Tadım Notları

Şişe: 2000’li yılların başı, kırmızı etiketli, köşeli şişe. (Etiket tasarımı Nilay Yılmaz, şişe tasarımı Günseli Partanaz)

Tadım Tarihi: 2019 Ekim ayı. Koleksiyonumda bu şişeden beş tane var ve hepsindeki viskiler farklı renkte, elimdeki koyu mauna çalan bir şişe.

Burun: Yoğun bir alkol kokusu, konyağı hatırlatan tatlı bir burun, kuru kayısı.

Damak: Pekmezsi bir tatlılık, sıcak, konyak hissi belirgin olarak devam ediyor, keskin köşeli, genç Avrupa viskilerini hatırlatan bir damak.

Bitiş: Orta uzunlukta ve çok baharatlı, acı kırmızı biber.

Ankara Viskisi için Seriyal ekibiyle çektiğimiz belgeseli mutlaka izleyin

Ankara viskisi ile ilgili podcastim de ilginizi çekebilir

İçerik aramak için yazmaya başlayın.
Facebook X Bluesky Instagram YouTube Spotify

18 yaşından büyük müsünüz?